Wikisanakirja:Artikkelitoiveet/Turkki

Wikisanakirjasta

aba - abia - abuk sabuk

acayip - acep

[muokkaa]

afet

[muokkaa]

ağaç arısı - ağaç bilimi - ağaç biti - ağaç çileği - ağaçdelen - ağaç ebegümeci - ağaç kaplama - ağaç kavunu - ağaçkesen - ağaç kurbağası - ağaç kurdu - ağaçküpesi - ağaç mantarı - ağaç minesi - ağaç mobilya - ağaç nemi - ağaç oyma - ağaç parkı - ağaç sakızı - ağaç serçesi - ağaç yılanı

ahmak

aidat

akide - akran - aktif

ala - alaka - alamet - alarm - alelade - alev - Ali baba - alim - alto

amele - amiral

anakara - aniden

aparmak - apse - aptal

ark - arzu

asfalt - asit - asla - asli

av - avdet - Avrupa - avurt

az - aza - azmak - azman

babaanne - bağcık - bağımlılık - bağır - bağırtı - bahis - baht - balina - balon - bamya - bandıra - baraj - bari - bas - baskül - başkişi - bay - baz

bebe - bela - belde - bellek - bencil - bengi - berbat - berrak - besin - beyaz - beyinsiz - beyzi - bezelye

[muokkaa]

bıcıl

biftek - bilakis - bildik - bile - bilek - bilgi - billur - bina - birader - biraz - bit - bitkin - biyografi

blöf

bok - bolluk - bomba - bonkör - bono - bora - boran - borç - boş - bot - boy - boya - boylu - boz - bozkır - bozmak

[muokkaa]

böbrektaşı - böcü - bön

budak - budala - bugün - buğu - bulak - bulgu - bulunmak - bulutlu - bura - buruk - but - buzlu - buzul - buz sahası‎

[muokkaa]

bükük

C====Ç[muokkaa]

ça[muokkaa]

çaça

çe[muokkaa]

çeviri

çu[muokkaa]

çulpan

da - dadanmak - dağıtmak - daha - dahi - dahili - dakika - dalavere - dalgaboyu - dalgalanma - dalgalanmak - damga - dansçı - dansör - dava - davet - davul - davulcu - dayı

de

deb[muokkaa]

debagat - debağ - debba - debbağ - debdebe - debdebeli - debdebesiz - debelendi - debelendik - debelendiler - debelendim - debelendin - debelendiniz - debelenecek - debelenecekler - debeleneceksin - debeleneceksiniz - debeleneceğim - debeleneceğiz - debelenir - debelenirim - debeleniriz - debelenirler - debelenirsin - debelenirsiniz - debeleniyor - debeleniyorlar - debeleniyorsun - debeleniyorsunuz - debeleniyorum - debeleniyoruz - debelenmedi - debelenmedik

ded[muokkaa]

dedikodu

deh[muokkaa]

deha

del[muokkaa]

delgi - delik

dem[muokkaa]

demek - demin - deminki

den[muokkaa]

deney - denli

dep[muokkaa]

depresyon

der[muokkaa]

dere - derhal - derin - derinlik - dert - derya

des[muokkaa]

destek

dev[muokkaa]

deva

dez[muokkaa]

dezavantaj

[muokkaa]

dik - diken - dikkat - dilbilgisi - dilim - dilli - dilsiz - dimağ - din - dindar - dingil - dini - diri - dirim - diyar - diz - dize

doğa - doğu - dok - dolu - dost - doz

[muokkaa]

döl - dölyatağı - dördüncü

dul - dulluk - duru - duyu

[muokkaa]

düdük - dük - dün - dünkü - dünya - düzey

eb[muokkaa]

ebat

ed[muokkaa]

eda - eder - edinim - edip

[muokkaa]

eğe - eğer - eğin

eh[muokkaa]

ehven

ek[muokkaa]

ekşi

el[muokkaa]

elem - elti

em[muokkaa]

emare - emek - emel - emin

en[muokkaa]

en - enfes - engerek - ensiz

er[muokkaa]

erdem - eroin

es[muokkaa]

esen - esmek - esvap

[muokkaa]

eşik - eşlik

et[muokkaa]

etüt

ev[muokkaa]

evcil - evre - evvel

ez[muokkaa]

eza - ezeli

fa[muokkaa]

faal - fahiş - faktör - fal - fanila - fanus - far - fark - farklı - fars - Fars - Fas - fasıl - faşist - fazla

fi[muokkaa]

file - filiz - firar

fl[muokkaa]

flüt

fo[muokkaa]

form

[muokkaa]

füze

[muokkaa]

güneybatı

-Huom. turkin kielessä ei ole ğ-alkuisia sanoja

he[muokkaa]

hecin

[muokkaa]

hırsız

ışınım

[muokkaa]

İsveççe

id[muokkaa]

idlâl - idman - idmancı - idmansızlık - idrak - idrak etmek - idraksiz

if[muokkaa]

ifa - ifa etmek - ifade etmek - ifade vermek - ifadesi alınmak - iffet - iffetli - iffetsiz - ifham - iflas - iflas bayrağını çekmek - ifna - ifrat - ifrat derecede - ifrata kaçmak - ifraz - ifrazat - ifrit - ifrit yardağı - ifta - iftar - iftihar - iftihar etmek - iftihar listesi - iftira - iftira etmek - iftiracılık - ifâze - ifşa - ifşa etmek - ifşaat

ih[muokkaa]

ihada - iham - ihanet - ihatalı - ihbar - ihbar etmek - ihbar tazminatı - ihbarcı - ihbarcılık - ihbarname - ihdas - ihdas etmek - ihkâm - ihlal - ihlal etmek - ihlassızlık - ihmal - ihmalci - ihmalcilik - ihmalkâr - ihmalkârlık - ihrac - ihracat - ihracatçı - ihraç

ir[muokkaa]

İrlânda

is[muokkaa]

İzlandaca

kabuk - kabul - kademe - kahraman - kaide - kala - kaleci - kanun

kenar - kendi

[muokkaa]

[muokkaa]

kör - kösnük - kötü

kuş

[muokkaa]

ma[muokkaa]

malzeme - mamafih - mama - Marmara deniz==N==

no[muokkaa]

Noelbaba

ok[muokkaa]

okul==Ö====P==

pab[muokkaa]

pabucu büyüğe okutmak - pabucu dama atılmak - pabucu eline vermek - pabucu yarım - pabucuna kum dolmak - pabucunu ters giydirmek - pabucunu ters giymek - pabuç bırakmamak - pabuç eskitmek - pabuç kadar dili olmak - pabuç pahalı - pabuç paralamak - pabuçlarını çevirmek - pabuçlu - pabuçluk - pabuçsuz - pabuçsuz kaçmak - pabuçtan aşağı - pabuçtan kaçmak - pabuçunu ters giydirmek - pabuççu - pabuççuluk - padalya

ps[muokkaa]

ru[muokkaa]

ruhsal

sev[muokkaa]

seviş - sevişen

sı====si[muokkaa]

Sicilie

[muokkaa]

söz[muokkaa]

sözlü

şa[muokkaa]

şi[muokkaa]

şiş kebabı

te[muokkaa]

temmuz

[muokkaa]

tüm

Wikisanakirja:Turkin kieli

[muokkaa]

uğraşma

uh[muokkaa]

uhde

uk[muokkaa]

ukalâ

ul[muokkaa]

ulaç

um[muokkaa]

umman - Umman Denizi

un[muokkaa]

un

up[muokkaa]

upuygun

ur[muokkaa]

us[muokkaa]

usan

[muokkaa]

uşkun

ut[muokkaa]

ut

uv[muokkaa]

uvaria

uz[muokkaa]

uzak

üç[muokkaa]

üçlü

vo[muokkaa]

voleybal

yo[muokkaa]

za[muokkaa]

zarf zaaf - zabil - zabit - zabitan - zabitlik - zabt u rabt - zabt-nâme - zabtiyye - zabtiyye nezareti - zabtiyye nâzırı - zabu' - zaby - zabyan - zabzab - zabın - zabıt - zabıt katibi - zabıt kâtibi - zabıt tutmak - zabıta - zabıtname - zac - zacc - zacir - zad - zade - zadegan - zadegân - zadegânlık - zadegî - zadellah - zaden - zafair - zafar - zafer takı - zafere - zafir - zafiyet - zahir - zahirde - zahire - zahiren - zahiri - zahirî - zahit - zahitlik - zahm - zahmet - zahmet etmek - zahmet çekmek - zahmete girmek - zahmetli - zahmetsiz - zaho - zahriye - zail - zail olmak - zait - zakkum - zakkumlaşma - zaleme - zalim - zalimane - zalimce - zalimlik - zalâlat - zalâm - zam - zam görmek - zaman aşımı - zaman belirteci - zaman damgası - zaman eki - zaman tüneli - zaman ulacı - zaman zarfı - zamanaşımı - zamandaş - zamandaşlık - zamane - zamane adamı - zamane çocuğu - zamanlı - zamansızlık - zamanı dolmak - zamanında - zamazingo - zambak - zambakgiller - zamkinos - zamklama - zamklanma - zamklı - zamkıarabi - zamlanma - zamlı - zamme - zammetme - zammetmek - zampara - zamparalık - zan - zanaatkârlık - zango - zangoç - zank taşı - zanka - zanlı - zannetme - zannetmek - zanneyleme - zannolunma - zannî - zaparta - zapt etmek - zaptiye - zapturapt - zar atmak - zar zor - zarafet - zarardîde - zararsız - zararsızlık - zararına - zarb - zarfiyet - zarfında - zargana - zarif - zarifane - zariflik - zarkanatlılar - zarp - zarp musluğu - zarplı - zarta - zartalos - zaruret - zaruri - zarzor - zarılık - zarıncımak - zat - zat işleri - zata mahsus - zaten - zati - zatî - zatülcenp - zatülkürsi - zatüre - zatürre - zatürree - zavallı - zavallılık - zaviye - zaviyevi - zavıklanmak - zayi - zayi etmek - zayiat - zayiçe - zayıf - zayıf düşmek - zayıf nahif - zayıf sesli - zayıflama - zayıflatma - zayıflık - zaç - zaçyağı - zağ - zağanos - zağar - zağara - zağarcı - zağcı - zağcılık

zi[muokkaa]